"GOCUNMAM"
Bir tuhaflık var bugün üzerimde. Aidiyet problemi yaşıyorum.
Bana bakan herkes heyecanlanıyor, eğleniyor, yanındakine gösteriyor, yanıma
gelip fotoğraf çekiliyor oysa ki. Hele de çocuklar. Onlara bakarken ne kadar
saf olduklarını, her şeye sorgusuz sualsiz inanıp, her şeyi koşulsuz sevdiklerini
düşünmekten kendimi alamıyorum. Tam o sırada önüme bir araba yanaşıyor, camının
yansımasından kendimi görüyorum. Tokat gibi çarpıyor o zaman gerçekler birer
birer yüzüme. Saçımdaki peruk, yüzümdeki boyayla yapılmış kocaman bir
gülümseme, sevimli bir surat ifadesi. Milletin
niye eğlendiği belli diye geçiriyorum
içimden. Üç kuruş için girdiğim hallere bak diye diye düşünüyorum. Şu an
karşımda gördüğümle aslında olan arasındaki uçurum farkı, normalde pek gülmeyip
suratındaki kocaman gülümsemeyle tüm gün dolaşmanın, hiç eğlenceli bir kişilik
olmayıp palyaço kılığına girmemin ironisini.
Palyaçolardan korkan
bir çocukken büyüyünce bu hale bürünebileceğimi kim bilebilirdi ki? Belki çocukluk
korkularım da bu yüzdendi, tüm o makyajın, kılık kıyafetin altına ulaşıp her
şeyin farkında olduğumdan hiç eğlenmemişimdir.
Neyse zaten şu rezil hayatımın içindeki yerimi sorgulamak
neyimeydi benim? Kendimi daha kötü hissettirmekten başka bir işe yaramamıştı. “…Bir
palyaço ne kadar gocunmazsa o kadar, o kadar gocunmam işte…”
Yorumlar
Yorum Gönder