GÖKYÜZÜ'MÜZ'

   
 
Bugün biraz gökyüzünden bahsetmek istiyorum. Kendi gökyüzümüzden. Gökyüzü bir tane nasıl kendi gökyüzümüz olabilir ki sorusuna gelince, nasıl herkesin kendi dünyası varsa, farklı farklı hayatları varsa, nasıl farklı pencerelerden bakıyorlarsa öyle işte. Herkesin kendi gökyüzü var. Kendi renkleri. Bunu şöyle anlatabiliriz belki de o gün mutlu uyanmışsınızdır size her yer mavidir, her yer huzur. Çünkü ruhunuz mavidir,umutludur. Mavi diyorum çünkü mavi; göğün rengi,umudun,huzurun rengi. Bir gün uyanırsınız gökyüzünüz gridir. Hani tam yağmur havası. Ne kadar tuhaf değil mi yağmur yağınca göğün gri olması, kapalı, kasvetli. Sanki gökyüzü ağlıyormuşçasına. Koca dünyanın yükünden yorulmuş, sıkılmışta artık dayanamayıp göz yaşlarına bırakmış gibi kendini. Gökyüzüde bize benziyor, ya da biz ona. Bizde nasıl ruhumuzun yorgunluğuna, hüznüne, kırılmışlığına dayanamayıp kendimizi göz yaşlarına bırakıyorsak o da öyle iste. Bazen düşünüyorum da kendi kendimize ne kadar çok mutsuz olduğumuzu dile getiriyoruz. Belki de ondandır herkesin böyle gri olması. Ruhumuzdaki küçücük bir maviye, umuda tutunmayışımızdandır, tutunamayışımızdandır. Kendi içimizde bir yolculuğa çıkmamız gerekiyordur belki de, bütün o yıkık dökük ruhumuzun arkasındaki çocuğa ulaşmamız, onu oradan çıkarmamız gerekiyordur. Bizim mavimiz içimizdeki çocuk çünkü, her ne kadar o çocuğu bulamasakda bazen, emin olun o orada içimizde bir yerde. Bulun o çocuğu, çocuk saflıktır çünkü, nedensiz mutlu olmaktır, hayal kurmaktır, mavidir yani kısaca. O çocuğa tutunun, o maviye tutunun. Gökyüzünüzü griye boyamayın. Kirli, umutsuz bir pencere yerine rengarenk çiçekli bir pencereden bakmaya çalışın dünyanıza.

Yorumlar

Popüler Yayınlar